Kafanıza göktaşı düşmesi mi, bir filin saldırısı mı? Hangisinin ihtimali daha yüksek?

Korku söz konusu olduğunda, insanın her zaman mantıklı davranan bir canlı olduğu söylenemez. Sinema ve televizyon, nadiren karşılaşılan tehlikeleri bile abartarak sunarken; günlük hayatta ciddi risk barındıran bazı durumlar ise yeterince dikkate alınmaz. Örneğin, bataklıklar gerçekten tehlikeli olabilir ama ekranda gördüğümüz kadar ölümcül değildir. Göktaşları ise, sanıldığından biraz daha farklı bir tabloya sahip.

Yeni bir çalışmada astronomlar, göktaşı çarpması riskini daha iyi kavrayabilmek için bu olasılığı başka tehlikelerle kıyasladı. Yıldırım çarpması, kuduz, hatta fil saldırıları gibi çeşitli senaryolarla yapılan karşılaştırmalar, şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkardı. Bulgulara göre, çapı 140 metreden büyük bir göktaşının Dünya’ya çarpma ihtimali, bir insanın yıldırım çarpmasına uğrama olasılığından daha yüksek.

Bu durum, her an böyle bir felaketle karşılaşacağımız anlamına gelmiyor. Ortalama 71 yıllık insan ömrü boyunca bu büyüklükteki bir göktaşının çarpma olasılığı halen düşük. Ancak, bu cismin Dünya’ya ortalama on binlerce yılda bir ulaştığı göz önünde bulundurulduğunda, riskin “yok denecek kadar az” olmadığını da gösteriyor.

Araştırma ekibi, verileri karşılaştırırken çeşitli örnekler kullandı. 2016’da Nepal’de yaşanan fil saldırılarında 27 milyon nüfus içinde 18 kişi hayatını kaybetmişti. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin 2006–2021 verilerine göre ise yılda ortalama 277 kişi yıldırımdan etkileniyor, bunlardan 28’i yaşamını yitiriyor. Bu istatistikler, insan ömrü boyunca yaşanması olası bir büyük göktaşı çarpmasının, hem yıldırım çarpmasından hem de fil saldırısından daha muhtemel olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, paraşüt kazaları, kum çökmesi ve çakal saldırıları da göktaşına kıyasla daha düşük ihtimale sahip.

Öte yandan, karbonmonoksit zehirlenmesi, trafik kazaları, kuduz veya grip gibi hastalıklar, göktaşı çarpmasından daha olası tehlikeler arasında yer alıyor. Ancak bu tür olaylarda ölüm oranları, göktaşı çarpmasında olduğu gibi cismin büyüklüğü, hızı, yapısı ve çarpma noktası gibi değişkenlere bağlı ciddi belirsizlikler içermiyor.

Çalışma ekibinden Olin College Profesörü Carrie Nugent, 140 metrelik bir göktaşını seçmelerinin nedenini, bu boyutun çarpma anında bölgesel yıkıma yol açabilecek güçte olması olarak açıklıyor. Nugent’e göre, böyle bir cismin çarpma olasılığı yıldırım çarpmasından biraz daha yüksek, ancak karbonmonoksit zehirlenmesi riskinin altında kalıyor. Yine de, “Her yıl gerçekleşme ihtimali düşük olsa da sıfır değil ve tahmin edilenden biraz daha yüksek olabilir. Tıpkı karbonmonoksit zehirlenmesinde olduğu gibi, yeterli hazırlık süresi sağlanabilirse göktaşı çarpmasının da önüne geçilebilir” diyor.

Araştırma, The Planetary Science Journal’da yayımlanmak üzere kabul edildi ve şu anda ArXiv üzerinden erişime açık durumda.

Related Posts

Teknoloji dünyasını korkutan kadın…. Zuckerberg ekibine katılsın diye 1 milyar dolar teklif etti, o reddetti

Yapay zeka arenasındaki liderlik yarışı, kamuoyunun tanıdığı Sam Altman ve Aravind Srinivas gibi isimlerle anılsa da, sahneye sessiz sedasız yeni ve güçlü bir oyuncu çıkıyor: Mira Murati.

Katlanabilir iPhone için ekran detayları netleşiyor

Apple’ın katlanabilir telefon üzerinde çalıştığı uzun süredir konuşuluyor. Son dönemde ortaya çıkan tutarlı sızıntılar, cihazın ekran boyutlarıyla ilgili daha net bir tablo sunmaya başladı.

Güneş Sistemi’nin sınırında “fosil dünya” keşfedildi

Gökbilimciler, Güneş Sistemi’nin dış sınırlarında yörüngesi 4.5 milyar yıldır değişmeyen “fosil” bir dünya olabileceği düşünülen gizemli gökcismi keşfetti.

NASA, Ay’ın derinliklerini araştıracak yeni araçlarını tanıttı

Nasa, Artemis görevinde yer alacak bilimsel araçlarını sonunda gün yüzüne çıkardı. Lunar Terrain Vehicle isimli araç ile taşınacak yeni nesil sensörler, Ay’ın güney kutbunda mineral ve su haritası çıkaracak.

Spotify’dan iddalara jet yanıt!

Türkiye’de bulunan çok sayıda kullanıcısı platformlarının önde gelen isimlerinden biri olan Spotify kritik bir karar sürecinde. 4 Temmuz’da Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde yayımlanan açıklamada Spotify hakkında resmi bir inceleme başlatıldığı …

Elektronik deri ile sağlığın geleceği yeniden şekilleniyor

Bilim dünyası, sağlık teknolojilerinde çığır açan bir yeniliğe imza attı. Kendini onaran elektronik deri (e-deri), giyilebilir teknoloji alanında devrim niteliğinde bir adım olarak karşımıza çıktı. Vücuda yapışarak biyolojik verileri sürekli izleyen …